5.09.2009

Aft Mı, Uçuk Mu?

Dudağımda çıkmış kahrolası bir yara var. Ve, canımı yakıyor.
Anneannemlerde kalıyorum. Bir kaç gündür annem eve uğramıyor. Küçük kuzen doğdu, sevinçlerine ortak oluyor. Bugün son gün. Dönmesini bekliyorum. Ama annemin değil, kuzenimin...
Daha yeni yeni açtığı gözlerinde yaş var. Ağzında ise bir kuruluk, bir çığırış. Bilmiyor ya nasıl besleneceğini... Aç kalıyor durmadan. Elleri ise delik deşik. Mosmor! Doğduğundaki morluk değil. O üşüme -idi. Bu ise başka. Bu, kan alınan küçük bir el. Bu elde acı var.
Ben de öyleymişim doğduğumda.
Hala da öyleyim...
Ellerim mosmor, tenim bembeyaz, gözlerim kocaman kocaman ve ağlamaklı. Her bir damarım görünüyor ellerimde. Sanki bir yaşam saklı içlerinde. Kısacık da tırnaklarım... Yenmekten kalmamış gibi duruyorlar bence. Yaşlanınca ellerimin nasıl olacağını tahmin edebiliyorum, ince uzun, damarları çıkık, kırışıklıkları olan ama güzel bir el. Hiç kan alınmamış...
Evet, hayatım da öyle: Hiç kan alınmamış... Yazık. O yüzden saldırıyoruz kanı gördüğümüzde bence. Birinden çıkar, birine gelir. Lezzetsizdir ama yaşam verir.
Hayat gibi boş değildir.
Odana ilerliyorum şimdi, ne zaman geleceğini düşünüyorum; bir yandan da kalbim hızla atıyor...
Korkmaktan başka ne yapabilirim?
Arkada da köpek havlıyor.
Aslında yaşadığım şekli seviyorum.
Sen, sweatshirt'üm, Bozo'm.
Hepimiz bir olurken uçup gidiyorum, gülegüle!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kafamdaki taç var olduğu sürece...Yazsana?