6.09.2009

Bilmediğine İlişme


Çok dolu... Sanki sonlarına doğru insanı derin hisler kaplıyor ve boğuluyorsun aynı anda yazıda hızlanıyor... Başkalaşıyorsun duruma. Bir kurbağa gibi değil. Bir peri gibisin. Ağırlığın sıfır. Değnek yetiyor. Bu zamanlarda durmadan içeceksin.Durmadan! Ne kelime oyunları ne de hayat yeter sana. Oyalanmak yok. Senin boşa geçirebileceğin zamanın var mı fazladan? Varsa gel. Yoksa zaten salaksın. Bunu aktarmak bile istemiyorlar aslında ancak elin kalem tutuyorsa saklayacak bir şeyin yok demektir. Sır yok, illa ki geçecek! Söz uçar, yazı kalır... Eğer söz adamıysan şanslısın. Yazmayacaksın şu hayatta. Dökmeyeceksin kağıda içindekileri. Hem... Hem kağıt kim ki? Ne diye gelirsin buralara kadar... Eğitimin var mı senin? Yok. O zaman gelme. Gelme, git! Bilmiyorsan da söyle, gönderelim. Bütün bunları öğrendin, tamam, şimdi sıra sessizlikte diyerek kovalayalım mı seni? Ne istiyorsan bırakacaksın. Beni boğan şey kusmuğumdu. İçip içip sızarsan boğulursun işte. Bu yüzden, sakın kendini gebertme. Bak sana diyorum! Hişşt! Of, adam gene uyudu kaldı. İşe yaramaz pis herif! Vurdum, evet, vurduysam ne olur? Sonunda beni gebertecek haliniz yok ya! Gülemezsin burada. Çat! Kapıyı çalınca kötü adamlar, kaçacak delik aradın, değil mi? Hiçbir şeyi kendi dilbigisi kurallarına göre yazma. Ben öyle yapıyorum, izle! Bu kadar virgülü, düşünceyi, hikayeyi nasıl bulurdum sanıyorsun? Eğer içinde kapatacak bir şeylerin yoksa açık kalmaya mecbursun. Haydi, haydi, haydi! Biraz daha sık kendini. Durmadan, düşünmeden, duymadan aktarmak niye? Elbet duymayacaksın dışarıdakileri ama bırakmak yok. Kim olursa olsun! Hakettiğin bu değil. Benim de değildi. Düştüğüm duruma bak! Acınacak halde olmayı geçtim ama. Sokağa ne çıkıyorum ne bakıyorum artık. Fareler gibi lağımdan çıkmıyorum. Zavallıyız ama artık sen de aramıza katıldın. Daha iyi. Bir kişi daha geldiğinde bizler hep seviniriz. Sanki sonbaharlar ilk bahara döner! Nahoş bir tat ile... Ağzımıza tıkarlar bir de! Ah, o beyaz yaratıklar... İçeride hayvan bile besleyemiyoruz. Dışarı çıktığımız an bizi yakalama şansları var. O tabanca senin, bu tabanca benim. Gel, bak şu herifi vurmalısın, tamam mı? Beni senin başına boşuna vermediler. Eğer öldüreceksen hakkıyla öldüreceksin! Gel diyorum sana! Ah... Neden ben?
Çünkü sendin aradığım. Evet, boşuna seni bana vermediler...
Dedi ve güldü geçti.
Adam yerde kalakaldı. Genç bilmiyordu ki, onun içinde çelik yelek vardı..!
Son.
Ve onu vurdum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kafamdaki taç var olduğu sürece...Yazsana?