16.10.2009

309 -Bought You America

Demek ki baskı yok üzerimde yeterince.
Demek ki hala büyümemişim, rahat nefes alabiliriz.
Hala çocuğum. İnanın bana, hala öyleyim! Bugün dershaneye küçük bir ziyaret yapayım dedim, düştüm Beşiktaş'ın o taş, taşların arasında su dolu yollarına... Bata çıka gittim, ayaklarımı ayakkabı vurdu, yolda insanlar önümü kesti, saçlarımın kabarıklığından dolayı şemsiyeler hep kafama girdi ama ben durmadım bugün; heyecanımdan hiçbir şey kaybetmedim.
Yürüdüm. Amaçsız değildim. Başarmamı sağlayan insanları görecektim. Kalbim her bir adımda daha çok hızlı çarptı. Sanki ilk defa gidiyormuş gibiydim. Oraya heyecandan sarhoş olmuş bir halde girdim. Güvenliği selamladım. Burnum kalkmamıştı. Güzel dedim. Adamcağız bana ''Ne güzel, gelen biri var.'' dedi. Anladım, kimse gelmemiş...
Hemen asansörü kullanarak yukarı çıkıp çıkamayacağımı sordum. Büyüdüm ben, artık bir yabancı, artık bir eski müşteri idim; değil miydim? Öyleydim işte! Evet cevabıyla asansörü kullandım; ilk defa o merdivenlere baktım acıyarak. Bu insanlar kullanmaya devam edeceklerdi. Bir çok anımın geçtiği bu kaygan merdivenler ilk defa bana çook uzak geldi. Aynaya baktım, görünüşümü düzelttim, her zamanki gibi güzel gidiyordum yanlarına. Benim başarısızlığımın nereden geldiğini de bulmuş oldunuz...
Altı kat çıktığımı hatırlıyorum şimdi. Tenefüste, derste, sınavda, vs. Yanlarına gittim. Bana sanki uzaklardan gelmişim gibi davrandılar. Bir defa şu ''Şimdiye kadar okulundan sadece iki kişi geldi.'' cümlesini duydum. İnsanlar teşekkür etmek için bile uğramamış. Ya da uğraşamamış... Neyse, ben gittim işte!
Sonra da rehberliğe çıktım ''asansörümle''. Uzun uzun konuştuk. Herkes bana çay ikram etmeyi teklif etti, reddettim. Kantinde kim var biliyordum. O kadar katı in çık yaptırmazdım ben. Zaten sonra tuvaletim de gelirdi falan filan...
Bu sefer ki cümle de ''Biz sizin toplanıp geleceğinizi düşünmüştük...'' oldu. Ardından da ''Kimlerin vefalı olduğu...'' cümlesi mırıldanıldı. Farkettim. Bir kez daha. Şu sessiz kız, kenarda bizi izliyordu. Onun da gideceği ve dönmeyeceği...
Ne kadar da büyüdün, dediler. Yaşlanıyor gibi hissettik gibi küçük sözcük grupları da geldi geçti. Özleyeceğim çok şey olacak.
Bu dershane ziyaretimden sonra da okuluma gittim. Eski okuluma. Beklediğim muameleyi sadece eski servis şoförlerinden aldım. Kapıdaki bekçi bile umursamadı. Ben buradayken herkesin umurundaydım! Ve, beni okulumun kaldırımından sürdüler. Karşı kaldırıma geçtim, bekletildim. Ama çok ağrıma gitti! Müdür bile beni umursamamıştı. Bu insanlara ne olmuştu sanki! Ben onların adını gururla söylerken onlar benim başarımla ilgileniyordu.
Bir kez daha sulandı gözlerim. Açtım telefonumu, arayayım birini derken anneannem beni aradı. Ben de ona anlattım. Şikayet ettim, bağırıp çağırdım, içimi döktüm. Sonra birden ayağıma gözüm takıldı. Çamurla yıkanmış gibiydi. Bir kez daha içimi boşalttım.
Okuldan çıkış saatleri geldiğinde arkadaşlarımı gördüm, selam verdim, umursayan olmadı. Ne çabuk unutulmuştum! İnadına karşıya geçtim ki görsünler beni! İtilmiştim ben. Hocalar geldi, güldük, gittiler. Asıl kadın geldi. Sarıldık, öpüştük, iyiki var o kadın! İyiki! Yaşamımı süslediği için çok şanslıyım...
Annemi öper gibi öptüm doya doya. Özlemişim dostumu! Şimdi yeni okulumda o sanki köşeden çıkacak da, ayakkabılarımı bağlayacak, çikolatasını tostunu bölüşecek, birbirimizin yiyeceklerini içeceklerini yiyip içmeye ''birbirimizden otlanmak'' diye adlandıracağız gibi hissediyorum. Bir şeyler eksik. Yeni arkadaşlıklarımda bir şeyler kopuk. O parçanın nerede olduğunu bilsem bile geri getiremiyorum. Biricik parçam o benim!
Şimdi bir kenara fırlatılmışım, arkadaşlarıma mesaj atıyorum. Yarın doğum günüm. Kutlayan olur mu ve ya gelen, o ayrı. Ancak yarın Taksim'de kutlayacağım. Pazar günü de Bağdat Caddesi'nde.
Birinden mesaj geliyor, cevap olumlu.
Birinden daha cevap geliyor, cevap ''Kimse gelmez ki.'' oluyor. O KARŞIda oturan biri. O gelebilir. Gelmesin ama. Gerçekten. En çok ihtiyacım olduğu zaman yanımda olmayan bir insan ne doğum günüme ne de ölümüme gelmesin!
Sevgiler,
Tuna Tacettinoğlu.
8B 309

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kafamdaki taç var olduğu sürece...Yazsana?