17.12.2009

ABC

Duyguları o kadar yüceydi ki yaşına göre, bedeni ona küçük geliyordu.
Bu onun ölümüne kadar da devam etti.
Hiçbir zaman büyümedi ama sezgileri ve sevgileri her zaman öndeydi, kocamandı. Gözleri bile büyükçeydi, etrafı seyretmek ve insanları yücelten kendisi olsun diye...
Hani böyle harikaydı diyorum ya, o çok kupon biriktirirdi. O çok acı çekerdi.
Çok patladı insanlara; psikoloğa gitti, arada sustu arada konuştu. Ona hislerinin yüceliğinden ve yaşına küçük geldiğinden söz ettiler. İkna olmadı. Ama olacaktı...
Her sözünü sonuna kadar tuttu.
Kupon biriktirdikçe kalbinde kırışıklıklar oluşmaya başladı.
Daha çok yaş serpti evrene, daha çok buhar oldu içindekiler.
Hiçbir zaman boyu, yaşı ona engel olmadı: Hep genç yaşlı herkesten önde oldu.
Ölümü de bu şekilde sonlanacaktı...
Küçük bebek, küçük genç, küçük sevgili, küçük hanım, küçük yaşlı ölecekti.
Bir gün ''Bıraktığın yerdeyim, bıraktığın şekildeyim.'' dedi, gözler kapandı.
Belki de şişenin tıpasıydı o. Tıpa da gidince şampanya açıldı, içilmek zorunda kaldı. Ancak bir sorun olmadı tıpanın olmaması. Daha saygı duyarak içtiler. O, hakettiği şampanyanın, yıllanmış şarabın, kötü katilin, saf kraliçenin aynasıydı. O aynasızlardan mıydı? Aynasızlardan mı kıydı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kafamdaki taç var olduğu sürece...Yazsana?