7.12.2009

Boy, Your Boots Were Really Clean!

Ben bazı şeyleri çok özledim. Bazı kimseleri, bazı kokuları, bazı evleri... Bazı hisleri.
Eskiden rahatsız olduğum ya da dalga geçtiğim çoğu şeyi özledim:
Eğer bir gün yaşlanabilirsem ancak o zaman görebileceğim şeyleri görmeye başladım. Daha küçücük yaşantımda bir çok kayıp verdim. Nesne değil, kişi kaybı.
Teker teker gömdüm onları. Eğer yaşlanabilirsem bunun dışında kayıplarım da olacak. Aslında herkes birbirine karşı kayıplar. Ama önemli olan benim için, benim iç huzurum. Ancak ben çok şey kazandım, çabuk kaybettim. Hızlı yaşayacağım ama geç öleceğim. Veyahut bir köprü altında öldürülmüş bulunacağım. Vücudum bir hamamböceği gibi ezilmiş olarak. Hiçbir zaman yaşamadığım, tatmadığım korkuyu sadece bir kereliğine mahsus, son anlarımda tadacağım. Eğlenmeyeceğimi kim söyledi ki? Hissedebilmek için nelerimi vermezdim...
Gözlerimi eskisi gibi kısıp bakarken tekrar herkesin beni süzdüğünü görmek için nelerimi vermezdim tekrardan...
Telefon numaramı istemelerini...
Adımı sormalarını...
Biraz da hayatıma bulaşmalarını! Gerçekten, tekrar göz kapaklarımı kısıp bakarken daha çok ilgi, beğeni toplardım. Hafif bir tebessüm ekleyerek, tabii. Buklelerim düzgün düzgün ve kısacık. İncecik bir beden. Uzun sayılırsın. Güzelsin. Eksiklerin var ama kapatacağın malzemeler bunlar. Cahilsin ama güzelsin. Daha hiçbir şeyden haberin yok ama çekicisin. Dikkat çekicisin.
Şimdi bedenimi gene zorluyorum, olmuyor. Zorluyorum, olmuyor. Eskisi gibi ne nefes alabiliyorum ne de ağlayabiliyorum. Ne değişmiş ki bakınca? Daha da güzelim. Daha da zekiyim. Daha korkunç hale gelmişim... Kahretsin.
Şimdi yanıma koşanım yok. Her şey her zamanki gibi hayallerde kalmış. Tek değişmeyen gerçeğim: Neyi hayal edersen o gerçekleşmez, bedenim! Ben böyleyim.
Biraz dinlenebilir miyim?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kafamdaki taç var olduğu sürece...Yazsana?