27.01.2010

That I Was The One

Kimseye ithafen hiçbir şey yazmak istemiyorum.
-Stay with me
There must be no heart to believe...
Believe me,
You must be breathing
Be still kidding!

25.01.2010

Kibirimle Bir Aşk, 3319

Küçükken susmalıydım ve öğrenmek için biraz çalışmalıydım. İnsanların alaylarına, yalanlarına, garip ya da güzel bakışlarına aldırış etmemeli ve biraz kendimi akışa bırakmalıydım. Ben de öğretileni biraz biraz yerine getirdim. Hiç getirmedim değil ancak bu sefer yavaş yavaş ben yükseldim, insanlar alçaldı. Burnum Pinokyo'nun tam tersine uzamadı, yerine yukarı doğru çıkmaya başladı. Küçükken hiçbir evcilik oyununda anne olmadım. Bunu zavallıca buldum, asla olmayacağıma ve evlenmeyeceğime dair sözler verdim. Onun yerine hayvanlarım olacaktı.
Tiyatro yapacaktım: Hayat bir sahne! dediler.
Ben de oynadım. Kimseye ihtiyacım olmaz dedim.
Bir baktım, insanlar bana ilginç dediler. İlginç miydim? Ucube değildim. Hiç kendimi kabullendirmeye çalışmadım, yavaşça aralarına sızdım. Onlar istediği zaman kendi yerimi değiştirilemez kıldım. Güldüren ve ilgi odağı hep ben olmalıydım. 8 yıllık dostluklar kurdum, hemen hemen çoğu yıkıldı. U-m-u-r-u-m-d-a bile değildi! Beni saçmalatmaktan öte hiçbir yere götürmeyeceklerdi zaten. Şimdilik 15 yıllık anne babam var, onlarla oynuyoruz. Ama ne oynuyoruz? Bana ne oynatıyorlar? Bana ne oynatıyorlar ki ben hep yaşıtlarımı kendimden küçük ve zavallı gördüm? Hep onları değil daha büyüklerini seçtim. Çünkü ben onlarla aynı seviyede değil miydim?
Kim ne derse desin ben hiçbir yere ait değildim. Sevgiye muhtaçtım. Hep anne babamın benim anne babam olduğuna inandım çünkü yüzlerimiz bile tıpatıp aynıydı. Gerçeğinden ayrılamayan tanımı burada aynıydı.
Eee, benim kanıtım vardı yani. Hiç kendimi ''Ya Tuna değilsem?'' diye sorgulamadım. Çünkü ben Tuna'ydım. Bir tane özgürlük kısıtlayan, sınıflara ayıran adım daha vardı. Ancak onu hiçbir zaman protesto amaçlı olarak, kullanmadım. Kullanmayacağım da!
Hep büyük gösterdim. Hayallerim de, duygularım da büyüktü. Yüce hiç olmadı. Tanrı kavramım bir kaç zamandan sonra çöktü. Onu tekrar görebilmek için çok uğraşıldı. İyi. Çünkü değdi.
Her şeye karşı sevgi besledim. Nefreti unuttum. Elimde kalsa tekrar 4 yaşıma geri dönerdim.
Ancak aynı okula dönmezdim. O sinir bozucu kadının tekrar elimdekileri yok etmeye çalışmasına izin vermezdim. ONDAN NEFRET EDİYORUM. Sadece ondan ama.
Bir çok hayalim, amacım, mutluluğum var.
''Her zaman istediğimi alırım.'' diyorum. Tabii erkekler dışında... O konuda biraz fazla sakardım. Her zaman yanlış zamanda yanlış kişiyleydim. Bu yüzden her zaman tersledim. Hiç terslenmedim.
Ben kazandım ama.
Kötü bir amacım hiç olmadı değil. Ama genelde olmuyor.
Ben herkesi her zaman tersledim. Dediğim gibi, bir zamanın gelmesinden hep çok korktum.
Kötü gün dostu olmak hiç istemedim. Eğlence arkadaşı olmalıydım. Ben O'ydum çünkü. Ben baştaki Güldüren'dim. Benim geldiğimi kimse görmemişti.
Ama neden kötü gün dostu olmak istemediğim açıktı. Benim de yaptığım gibi, başta sanki problemleri çözüyormuş gibi görünse de, hem harap hem de kullanılmış olmamak için.
Hiç kullanamadılar beni.

Birkaçınıza'

Şuan şehirdışındayım. Her mesajınız, her aramanız hem sizin hem de benim faturamı/kontörümü etkiliyor. Biraz twitter statülerimi takip ederseniz sevinirim. Bir de arayıp durmamanızı. Normalde yüzüme bile bakmazken, kötü gün dostu olarak aramanız hiç de işime gelmiyor. Sadece biraz daha kapayın çenenizi. Saygınız olsun.
Bu aralar çok saldırganım.

Trying To Be Successful on the Stress of My Mood

Şuan BURADA olmamayı, onun beni takip ETMEMESİNİ, benim sadece sürüden bir RUH olmamamı, nefes aldıkça saniyelerin geçmesini BEKLEMEMEYİ, televizyonun KISIK SESLE izlenmesini dilerdim ve hepsinin sadece bir KANDIRMACA olmamasını dilerdim. Diler miydim? Dilemezdim, ama televizyon hariç...

Yalancı

Arkandan ne diyecek insanlar
Durmadan olmayanı getirdin önüme
Arkamdan ne dedirteceksin insanlara?
Durmadan konuşuyorsun gece gece

Okuma artık, takip etme
Dünya haberlerinden sana ne!
Sanki sen değiştireceksin gece gece
Beni delirtme her seferinde

Ne acı ne duruş gerekli her seferinde
Ne ekersen onu biçersin dedikçe
Herkes bana istediğini uyguladığı sürece
Sen bir şey değilsin ki sürdürme

Görmeyeceğim daha senden hiçbir sene
Ardına ne bakacaksın ki, vur, kır yerleri
Nefretten başka için kaldı elimde
Yani sus, bir hayal et içimdekini gizlice...

23.01.2010

Who Can Say Where The Road Goes

Yarın saat 9'da Kıbrıs, Girne'ye gidiyorum. Bu hafta geçen hararetli konuşmanın ardından iyi bir gezi olacak. Sanırım ben mutluyum.

18.01.2010

Mehmet Tacettinoğlu'na


Doğum günün kutlu olsun Türkiye'nin en iyi spikerlerine aday olan ancak adaylığını ödüllere taşıyamayan baba, şovmen, yakışıklı, kalıbına sığamayan, gür sesli, duyulan adam.
Doğum günün kutlu olsun baba!
Sen bana bakmayı, baktığını görmeyi ve farkedilmeyi öğrettin.
Bakışlarındaki mutluluğu sonsuz bir definde arayacağız.


MEHMET TACETTiNOĞLU :
1968 doğumlu, Anadolu üniversitesi iiBF iktisat bölümü, mezunu. Marmara Üniversitesi'nde Reklamcılık ve Tanıtım üzerine yüksek lisans yapıyor. 1992 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yayın kuruluşu BRT'nin açtığı sınavı kazanarak haber spikerliğine başladı. "İşçi Dünyası" adlı bir ekonomi programı sundu. 1993'te TGRT'ye geçti. TGRT'nin ilk kuşak programı "Hayırlı Günler"de her sabah kamera karşısına geçti. Bu kanalda müzik yayınlanan ilk program olan "Harman"ı hem sundu hem de programın metinlerini yazdı. TGRT'nin ilk müzik eğlence programı olan 'Erguvan'ı canlı yayında sundu. "Şehir ve insan", ''Esnafın Dünyası'' adlı programlarda sunuculuk yaptı. TGRT FM'de kuşak program sunuculuğu yaptı. Çeşitli türde programları seslendirdi.

16.01.2010

Başıboş Önem, Kelime Oyunları

Onlar'ın ''o hasta ilişkileri''ne dönmek
Bana vurmak demek
Kapıyı her kapatışımda, her ağlayışımda
Gözlerime bakman ve bana bir kağıt kalem vermen gerektiğini,
Sana söylemek kolay değil
Ama ben hiç bilmedim ki hayatımda
Benim de Onlar gibi olaya katılacağımı,
Olacağımı
Yani şimdi sen bana,
Seni seviyorum, hiç dedin mi dürüstçe
Ki ben de sevdiğimi söyleyebileyim
Ben ''SENİ'' arada isterdim
Diğerleri'ne ulaşmak için...
Bizler ikiyüzlüdür.
Bizler değersizdir ölüm olmadıkça...

Saves ME

I just need sometimes someone to get away
From my thoughts, I need you to stay
That's why I never let you to leave me
I know, those roads has no end
These littlest things just won't let you be mine
In my mind
You're the things that all I have
If there won't be any lights
Hire me to be
And I now, I always had a missing part
And after all,
I'll be lonely, so may be

14.01.2010

Annelerin Bile Bildiği Hikaye

İki sene önce benden yaşça biraz büyük bir çocuğa karşı ilgi duyuyordum. Daha doğrusu onu bir maçta görmüş, astigmatımdan dolayı sadece kıyafetlerinin renkleri ile değerlendirebilmiştim. Yüzünü göremediğim için arkadaşıma nasıl biri olduğunu sordum ancak beni zevksiz olarak nitelendirdi... Evet Bali, sözüm sana. Sen bana zevksiz dedin. Ama saygı duyuyorum. Ancak ben zevksiz değil anca gerizekalı olurum.
Sonra biraz asılmış olabilirim ona. O gün canımın sıkkınlığından biraz saçmalamak istemiş ve ''Take Me to the Dressing/Changing Room'' diye bağırmıştım. ''Take Me Out''dan ve soyunma odamızı işgal etmesinden geliyordu halbuki... O gün SAÇMALAMAYI İSTEMİŞTİM. Baktı mı emin değilim ama uzaktan hiç yüzünü görememiştim, bu yüzden yüzsüz insanlarımdan biriydi o anlık...
İsmini öğretmene sordurdum arkadaşlarımdan birine. Cevabımı da aldım ama ismin abukluğundan dolayı pek inanmadım. Sonunda ikna oldum.
Bir arkadaşım onların yanına gitti ve ''Büyüyünce gel!'' cevabını aldı. Ben bozuldum, onun bozulduğunu sanmıyorum ama orada o an hakim olduğu sinirlerine karşı ''Nasıl bir şeysin sen?'' diyorum. İyi anlamda. Ben olsam kavga ederdim ama o etmedi. Evet Bali, seni seviyorum ama bunu okuyacağını sanmıyorum.
Neyse bir gün bir olay oldu hatırlayamadığım ve ilk konuşmamızı yaptık. Çocuktan hoşlanmıyordum ancak yüzünü görmediğim için kötü diyemezdim çünkü hala görmemiştim. İşte biraz konuştuk ve sonra derin bir sessizlik çöktü.
Bir gün sokakta kız arkadaşıyla gördüm. Ben baktım, o da bön bön baktı dürüst olmak gerekirse. Arkamı bile kaç kez döndüm. O da döndü.
Günlerden bir gün geldi, kayıtlarda karşılaştık. Emin olamadık birbirimizden, benim mesaj atmamla kesinleşti. Ben gene saçmaladım. Beni güzel bulduğunu söyledi. Beni arkadaşının da güzel bulduğunu söyledi. Ben bu sefer inanmadığımı vurguladım: BEN TAM BİR GERİZEKALIYIM. Ama benimle dalga geçiyor da olabilirdi.
Bir kaç dakika sonra çıktığı kız beni ekledi. ''Selam, ben Bilmemkim, O'nunla çıkıyorum.'' dedi.
Sadece ''Aaa, ne güzel!'' dedim. Hiç bozuntuya vermedim ancak ondan nefret de etmedim.
Bugün aklıma geldi sadece.
Aslında ne kalbim kırıldı ne de kanadım,
Ben uçarım hala, ancak hala yalnızım
Bir başka gelir, geldi, geçmedi
Ben de durmadım, sürekli kanat çırptım
Kanat kopardım...
Ve evet, annem bile duydu bu hikayemi... Ben hala merak ediyorum dürüst müydü söylediklerinde diye ama..!

12.01.2010

Sokrates İçimizde

Sınav var= ''Tek bildiğim hiçbir şey bilmediğimdir.''

11.01.2010

O

The Cure dinliyordum sabah. Bilmem siz sever misiniz sabahları dinlemeyi ama ben bu aralar 240 şarkının içinden -evet, 1 gb- sadece ''The Kiss'' ile uyanabiliyorum, sadece onunla hayal kurmaya başlayabiliyorum. Nefes almak gibi sanki. Bu kadar anlam yüklemeye gerek yok ama bir dinleyin sizde... Nedense her seferinde aklıma O geliyor...
Vücuttan mı korkuyorsun? Tenden mi terden mi kokuyorsun?

10.01.2010

Zor İşler

Annemin kuzeninin nişanlısı geldi. İşte konuşuyoruz, atıştırıyoruz falan. Canım sıkılmadı aslında. Ben anlamıyorum konulardan ama dinlemekle bir şey kaybetmem. Konu: Arabalar ve motorları. Zor işler bunlar.

9.01.2010

Sen A'sın, Ben B'yim, O da C!

Olaylama

Pazarı pazar yapan gece, pazarı pazara bağlayan gecedir. Böyle bir gece var mı yok mu tartışılır. Sonuçta pazartesi var. Pazarın ertesi. Eğer ''Kesinlikle pazar olsun pazardan sonra gelen!'' diyorsanız, ki dediğinizden şüpheliyim, bu sizi birazcık oyalayabilir.

7.01.2010

1090 Kere Yaz Bakalım

O değil de bugünün sözü ''Gelecek bana gelsin.''dir benim için.
Nasıl bir insansın sen Onat?

1.01.2010

Yeni yılı bırakın, kış geldi de geçiyor ya...