5.02.2010

Çocuğum BEN, İNANIYORUM

Çocuk olmanın, yetişkin olmayı ''ezdiğini'' ya da çocuk olmanın babasının yetişkin olmanın babasını -döveceğine kalpten İNANIYORUM.
''Daha 15 yaşında ne gördün, neye, nasıl İNANIYORSUN? Kendi görüşlerin bile tam oturmadı.'' derseniz, umarım demezsiniz, ben size ''Yalan mı?'' diyorum.
Diyorum çünkü ben aslında dünyanın şuanki çabasının ve pazarının -gerçekten- sattıran en etkili yolu olan cinsellikle olduğunu görüyorsam, kapitalizmde bu ''eser üreten''lerin aslında kendilerini ne kadar küçülterek ''şeyleri'' sattırdığından ve yarattığından haberi olanlardanımdır sanırım.
Şimdi ne derseniz deyin, beni bir dinleyin. Belki ilgilenirsiniz sonunda fikrimle.
Çocukları büyütmenin zor olduğunu, doğru büyütülmezse nasıl sonuç alınabilineceğini BEN dahil HEPİMİZ biliyoruz. Çünkü haberlerde, çevremizde, dünya(MIZ)da her gün görüyoruz. Yaşıyoruz kısacası. Platon'un da dediği gibi, bunu devlet mi sağlamalı, peki HANGİ devlet sağlayacak, dünyanın neresinde olursak olalım bu soruyu soruyoruz. Ben, hiçbir çocuğun koşup oynayacağı, hayaller kuracağı, yağmurda dışarı çıkıp üşütene kadar altında kalacağı ve sonunda da bu kadar uzun süre kalmaması gerektiğini KENDİ KENDİNE ÖĞRENECEĞİ ve OTOKONTROL denileni yardımsız sağlayabileceği bir dünya görmedim. Kırlarda büyümek benim hayalimdi. Şimdikinde ise her ne kadar kır ve çiçek olsa da, bir o kadar da kanatlı ve kanatsız böceksiz bir hayat içeriyor. Çünkü KORKUYORUM. Ancak ben ne mutlu ki insanoğlunda yer alan, korktuğunu yok et, öğretisine sahip hiç olmadım. Kısacası benim hayalim de biraz komik. Kır, ot, çiçek ama böcek(SİZ). Arı olmazsa nereye çiçek geliyor bakalım? Hoş, günümüzde seralardan alıyoruz çiçekleri(MİZİ).
Tamam, şimdi burada gelişmeyi bir sonuca yaklaştıracağım.
Ya da siz çoktan yaptınız...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kafamdaki taç var olduğu sürece...Yazsana?