20.02.2010

Kolay Gel, Zor Git

Bütün bir yaz reddetmiş ama aynı zamanda da her reddedişinde de bir daha sormasını ve gerçekten istemesini beklemişti. O ise hiçbir zaman kendini ona açmamıştı. İkisi de öyleydi. Ancak eğer en azından bir kere olsun beraber zaman geçirseler ya da bir kere olsun konuşmaya başlasalardı, ikisinin de birbirlerine açılırlardı...
''Neden?'' dedi. ''Neden reddettim?''. Kendine göre nedeni vardı... O'nun da vardı. Onlar O ve O'ydular...
Şimdi ne zaman yeni bir haberini duysa ilgileniyordu. O'nun ilgilendiğini de sanmıyordu kendisininkilerle ama gene de içinden hep ''Kahretsin!'' diyordu. Diyordu işte. Nedeni vardı belki, belki de yoktu... Bana anlattığı kadarını anlatıyordum işte. Şimdi Tara vardı. Şimdi O, başka bir O ile beraberdi.
Gene yaz gelse belki değişebilirdi her şey. Ama O'nun yazı hep kötü geçmişti. Kendine itiraf edemese de...
Kışları daha çok severdi. Terleme ve yalnızlık olmazdı. Boş boş geçirmezdi günlerini. Halbuki herkes kışın yazı, yazın da kışı beklerdi. Ama onun asıl beklediği ilkbahar-sonbahardı.
Gene o vardı etrafında. Bir amacı var mıydı onu bile bilmediği birisi ilgisini çekiyordu. Hep birbirini tamamlayan çiftlerden biri olmak istemişti. Ona kalsa tanışır tanışmaz her şeyi başlatırdı. Ne zaman her şey harika gitse de sıkılırdı ve kapı dışarı ederdi... Etmişti işte.
Başka istediği O'ları da vardı. Zamanını geçiriyordu kısacası. Herkesle ilgilenmezdi ama çok ilgilendiği vardı. Yalnızlıktan sıkılmıştı.
Bu gerçek hayat mıydı? Bu sadece bir fantezi miydi yoksa? Yoksa?..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kafamdaki taç var olduğu sürece...Yazsana?